Gizli şeytanî örgütlerin babası olan Illuminati, günümüzde önemini başka örgütlere kaptırmıştır. Bunlardan birisi ve bence en sinsisi Tovistock Enstitüsü’dür, kısaca Tovistock diye bilinir.
Tovistock gibi yeni nesil şeytani örgütler, uluslararası arenada güçlü yapılanmaları ve sözde şeffaflıkları ile öne çıkıyor. Mason dernekleri gibi sözde resmi bir kayıtları olan Tovistock, Chatham House, ADL, CFR, Trilateral Komisyon gibi örgütler, kamuoyu önünde zaman zaman yapmacık pozlar verirler, bazen de iyilik perisi kılığına girip güya yardım kampanyaları düzenleyip medya önünde halkın gözünü boyarlar. Oysaki perde arkasında lanetlenmiş şeytanın zavallı uşaklarından başka bir şey değildirler. İblis onlara dünyayı kaosa sürükleme ve tüm manevi değerlere saldırı emri vermiştir; onlar da bu emri harfiyyen uygularlar.
Tovistock, İblisin yönettiği diğer örgütlerden biraz farklıdır. Zira Tovistock, bilimi şeytanileştirmeyi hedefleyen ve bunu yaparken de her coğrafyadan kendine biat etmiş sözde bilim erkeklerini ve bilim kadınlarını kullanan, çok teknik metotlar uygulayan, son derece sofistike bir örgüttür.
Görünürde Tovistock, bir düşünce üretim merkezi, daha modern deyişle think-tank kuruluşudur. Birtakım laboratuvarlara sahipler. Önceleri bu laboratuvarlarda Sigmund Freud’un beyin yıkama yöntemleri üzerine çalışarak işe başladılar. Bunu zamanla beyin kontrolü ve sistemli algı operasyonları ile geiştirdiler. Cardın İbo adlı romanımı okuyanlar aslında Tovistock’un ne olduğunu çok iyi anlamışlardır. Her ne kadar romanımda Tovistock’ın adını zikretmemiş olsam da romanda genişçe yer verdiğim Amerikan Teknik İstihbarat Servisi NSA’nın Fort Meade’deki üssü aslında bir Tovistock laboratuvarıdır. Söz konusu merkezlerde insanların zihinlerini, reflekslerini ve davranışlarını kontrole yönelik çok çeşitli çalışmalar sürdürülmektedir. Söz konusu çalışmalardan elde edilen formüller, dünyanın her yanındaki bilim adamı kılıklı örgüt üyelerince bulundukları ülkede uygulamaya konulmakta ve raporları Tovistock merkezi ile paylaşılarak geri bildirim yapılmaktadır.
Tovistock örgütünün Türkiye’deki üç üyesi, son derece medyatik profesörlerdir. O kadar medyatiklerdir ki burada açıklasam, iki de belge paylaşsam Türkiye’de gündem değişir. Şu kadarını söyleyim her tarihçi üstadı üstat sanmayın, her depremci üstadı üstat sanmayın, her tıpçı üstadı da üstat sanmayın. Medyanın gözünüze soktuğu sivriltilmiş şahsiyetlere sorgulayıcı gözlerle bakın.
İşaret ettiğim üç Tovistock örgüt üyesinin tamamen sözel iletişim içinde olduğu ve sayıları kırk ile elli arasında değişen alt üyeleri bulunmaktadır; hepsi de dereceli akademisyendir. Bu akademisyenler, çalıştıkları üniversitelerin kürsülerini ele geçirmişlerdir ve onlar da alt teşkilatlanmalara sahiptirler ancak alt teşkilattakiler Tovistock’a çalıştıklarını bilmezler; belki içlerinde Tovistock’ı duymayanlar bile vardır zira işleri güçleri çağdaşlık, modernlik, Batıcılık naraları atmak ve her fırsatta müslümanları gerici, bağnaz, yobaz diye yaftalamaktır.
Tovistock Türkiye’de;
Büyük İstanbul Depremi iddiasıyla sürekli korku pompalar.
Arkeolojik kazılara doğrudan etki ederek İslam’ı destekleyen, evrimi çökerten bulguları yok ederler veya maniple ederler.
Covid-19 pandemisi gibi siyonist tiyatroları gerçekmiş gibi takdim etmek suretiyle tüm toplumun psikolojisini alt üst ederken ülke ekonomisine de büyük zarar verirler.
LGBT gibi sapıklıkları normal göstermeye, karşı çıkanları da marjinal göstermeye çalışırlar.
Kur’an-ı Kerim başta olmak üzere İslam dininin tüm temel bilgi kaynaklarını örgütle bağlantılı ilahiyatçılar eliyle yanlış anlatırlar.
Aynı ilahiyatçı kadro eliyle hadisleri yok veya önemsiz sayarlar ve Peygamberimiz Hz. Muhammed SAV’i unutturmaya çalışırlar ki zaten hepsi azılı hadis düşmanıdır. Beş vakit namazın kazası olmaz gibi veya çıplak namaz kılınır gibi dini tahrif eden söylemlerle de müslümanları aldatmak için 7/24 iş başındadırlar. Medya da bunların hizmetinde olduğu için sürekli halkın karşısındadırlar. Özellikle Ramazan ayında coşarlar.
Teknik gelişmeleri engellemek için bunlara sakıncalı atıflar icat edip sürekli bir engel çıkarmaya çalışırlar.
Üniversitelerde zeki, kabiliyetli, bilinçli ve millî duyguları güçlü öğrencileri tespit ederlerse önlerini kesmek için ellerinden geleni yaparlar.
Toplumsal değerleri, örf ve adetleri gözden düşürmeye çalışırlar.
Mütemadiyen halkı galeyana getirmek için maksatlı beyanatlar verir veya imza kampanyaları vb. düzenlerler.
Diğer yıkıcı-bölücü örgüt militanları ile ciddi bir işbirliği içinde çalışıp onların da başarılı olması için emek harcarlar. Örneğin üniversitelerde fettoşçu akademisyenlerin korunması için planlı hareket halindedirler.
Bireylerin yanlış beslenmesi için gıda ve kimya şirketlerine sahte raporlar hazırlarlar; bireylerin sıhhatini bozarak sağlıksız bir toplum meydana getirmek için de ilaç şirketleriyle sürekli dirsek temasındadırlar.
Sadece teknik bilimleri çarpıtmak için değil; tarih, psikoloji, sosyoloji, arkeololoji, hukuk gibi sosyal bilimlerde de oldukça aktiftirler. Tüm bilimsel çalışmalara ambargo koyabilmek için özellikle mason örgütleriyle yoğun bir işbirliği içindedirler. Kimi cilalı taş devri diye bir tarih uydurur, kimi ekranlardan millete aptal, gerizekalı diye hareket eder, kimi de insanların atası şempanzelerdir der… Bu abuk subuk söylemlerle kendilerini daha cool gösterirler. Ne yazık ki millet de bunları bir halt zannederek her yerde bunların kısa videolarını veya sözlerini paylaşır.
Tovistockçuların faaliyetlerini tek tek sıralamak zordur; zira olduça çoktur. Yanı sıra elbette bilmediğimiz daha nice pislikleri, şeytanlıkları var, bundan emin olabilirsiniz.
Son tahlilde Tovistockçular, toplumu ve insanları İblis babalarının emrettiği şekilde değiştirip yozlaştırmak için oldukça sinsi bir şekilde gece gündüz çalışır durmaktadır.
O hâlde ne yapmalıyız? Gâyet kolay; bilim kimsenin tapulu malı değildir, üniversiteler de kimsenin babasının malı değildir, o hâlde televizyon, internet gibi hastalıklardan kurtulup aydınlatıcı-bilgilendirici kitaplar alıp okumalı, kendimizi geiştirmeli, bilmediğimiz veya çözemediğimiz bir konuyla karşılaşınca da iyiniyetinden, bilgisinden ve vatanperverliğinden şüphe etmediğimiz gerçek üstatlara başvurmalıyız.
Umarım en kısa zamanda silkelenip kendimize geliriz; yoksa bu gidişle Tovistock gibi örgütlere gerek kalmadan kendi kendimizi, ailemizi ve çevremizi biz şeytanlaştıracağız, Allah muhafaza.
Kalın sağlıcakla…