1800’lü yıllar Osmanlı İmparatorluğu için zor yılların başlangıcıydı. Devletin geri kalmışlığının farkında olan devlet adamları bir takım yeniliklerle devleti ayakta tutmanın gayreti içerisine girdiler. Bu dönem aynı zamanda zayıflayan Osmanlı’nın üzerindeki batı baskısının arttığı dönemdir.
1830’lu yıllarda ilk “Amerikalı Misyonerler” Anadolu’ya ayak basarlar. Amaçları Doğu’nun sözde Hıristiyanları olan Ermeni, Süryani ve Rumları Protestan yapmaktı. Bunu başarmak için eğitim kanalını aktif şekilde kullandılar.
Cyrus Hamlin böyle bir ortamda American Board isimli kuruluş adına misyoner olarak ABD'den ayrıldı ve Ocak 1839 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na ayakbastı. 1859 yılında Robert Kolej'in kurulması çalışmalarına başladı.
Hamlin’in, kolej için izin alması hiç kolay olmadı. Maarif Nazırı Sami Paşa, imparatorluk genelinde Hıristiyan grupların okul sayısının çok fazla bulduğunu ve amacının Müslüman okullarının sayısını artırarak seviyesini yükseltmek olduğunu belirterek kolejin açılışına izin vermedi. Fakat Sami Paşa’nın halefi Kemal Efendi Maarif Nezareti’nin bütün kanunlarına uyulması koşuluyla okulun açılmasını onayladı. İşin ilginç yanı Fransızlar ve Ruslar bu okulun onay almaması için Bab-ı Ali’ye baskı yapsalar da bir netice alamadılar.
Ortada bir problem daha vardı. Okulun adı ne olacaktı? Misyonerler toplantılarında American College, Anglo-American, The College of Bosphorus, Oxford gibi isimler önerilse de bunlar kabul görmedi. Hamlin bu sefer kolejin açılması için büyük maddi yardımlarda bulunan Christopher R. Robert’in adını önerdi. Bu son öneri kabul gördü. Çünkü bu isim hem Fransızca, hem İngilizce telaffuzlarda kulağa hoş geliyordu. Bununla birlikte Osmanlı topraklarında bu ismin bir alerji uyandırmayacağını düşünerek Robert isminde karar kılındı. Bebek’te bulunan misyonerlere ait bir binada kolej açıldı.
Hamlin okulu daha geniş bir yere taşımaya niyetliydi. Fakat Osmanlı idarecileri okulun taşınmasına izin vermiyorlardı. Hamlin araya İngiliz büyükelçisini aracı koydu. Yedi yıllık bir mücadelenin ardından İrade-i Seniyye (İmparatorluk İradesi) ile okulun inşaatına başlandı.
Binanin ilk temel taşı 4 Temmuz 1869’da yerleştirildi. Temele bir bakır kasa içinde bir yığın belge konuldu. Temel atma töreninde pek çok kişi konuşma yaptı. Bunların en ilginci Yunan bir hatibin yaptığı konuşmaydı. Henüz temeli atılmak üzere olan Robert Koleji binasını kastederek Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u alırken inşa ettirdiği Rumeli Hisarı’nı kastederek: “Bu o kulelerden daha yüksek bir yerde yapılıyor. Onlara hâkim olacak. Onun ruhani bir gücü vardır. Onların yok oluşunu görecektir” demiştir.
İnşaat 2 yılda tamamlanmış ve 15 Mayıs 1871’de misyonerler Hamlin önderliğinde yeni kolej binasına taşındılar. Fakat açılış Amerikan halkı için sembolik önem taşıyan 4 Temmuz günü açıldı.
Hamlin Boğaziçi Üniversitesi’nin ilk rektörü değil, Robert Kolejin kurucu müdürüdür. Bununla birlikte sadece sıradan bir din adamı olmadığı aşikârdır. Adeta bir diplomat gibi okul için Osmanlı devlet adamlarının izin vereceği günü sabırla beklemiştir. Görüldüğü üzere okulun inşaatı ve resmi açılışı da ABD’nin bağımsızlığını kazandığı güne denk getirerek sembollere ve ülkesinin kurucu değerlerine bağlılığını kanıtlamıştır.
Not: Konuyla ilgili tafsilatlı bilgi için Arzu Taşcan ve Mustafa Hizmetli tarafından tercüme edilen Cyrus Hamlin’in Türkler Arasında isimli kitabına bakılabilir.