Yazdan kalma bir ekim sabahı
Dışarıda çocuk sesleri, kuşlar gibiler
Toz toprağa bulanmış yüzler, gözler
Anneler kahvaltı telaşında
İşe gitme hazırlığında babalar
Bildiğimiz gibi akıyordu hayat
Ve bir ses işitti kulaklar
Ve bir ses işitti kulaklar
Ve bir ses işitti kulaklar
Kimi bu kadarını duydu
Başka da ses duymadı
Başka bir şey de görmedi
Ve bir ses işitti kulaklar
Kimi feryatlar duydu
Kimi onulmaz acılar
Ve bir ses işitti kulaklar
Kimi duydu, duymadı
Kimi gördü, görmedi
Kıpırdamadı bakışlar
Öylece kalakaldı küçük çocuklar
İşte savaş böyle başladı
Filistin halkının bir asırdır çektikleri onca acıya, zulme, soykırıma yeni bir dram ve yeni ölümler eklendi… 7 Ekim sabahı Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı bir saldırı başlatmıştı. Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti. Filistin’i topyekûn ortadan kaldırmak için yıllardır fırsat kollayan eli hep tetikte olan katil İsrail yönetimi onlarca savaş uçağıyla sivillerin yaşadığı Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı. Bu saldırılarda İsrailli ve Filistinli binlerce masum sivil öldürüldü. Millet olarak sivillere yönelik hiçbir eylemi, sivil yerleşimleri, tıbbi tesisleri, eğitim kurumları ve ibadethaneleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz. Hem Filistin hem de İsrail topraklarındaki sivillerin öldürülmesine açıkça karşı çıkıyoruz. Tüm insanlığın karşı çıkması gereken bu temel değerlere maalesef; başta BM, ABD. ve birçok AB Ülkeleri ile başkaca ülkeler sessiz kalmaktadır. Günlerdir Gazze’ye yönelik orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun saldırılar yapılmakta, insanların en temel insani ihtiyaçlarına erişmesini engellenmekte deyim yerinde ise bir kuru ekmeğe bir bardak suya muhtaç bırakılmaktadır. Gazze’de durmaksızın katliam girişiminde bulunan İsrail 17 Ekim gecesi insanlık değerlerini çiğneyerek El-Ehli Baptist Hastanesi'ne bir hava saldırısında bulundu ve bu saldırı sonucu geride ölü sayısının 1000’e yaklaştığı bir kanlı bilanço bıraktı. El-Ehli Baptist sadece bir hastane değil aynı zamanda İsrail saldırıları sonucu evini, ailesini kaybetmiş çocukların, kadınların, yaşlıların yuvasıydı. El-Ehli Baptist Hastanesi’nde çalışan İbrahim Al-Naqa isimli doktorun İngiliz haber ajansı Reuters’a verdiği demeçte, “Bu hastane İsrail’in saldırılarından kaçan kadın ve çocuklar için güvenli bir alan oluşturuyordu. Hastane personeli normalde salı akşamı çalışıyordu ve herhangi bir uyarı almadık. Neyle ateş ettiklerini bilmiyoruz fakat çocukları hedef aldılar ve onların bedenlerini parçalara ayırdılar” dedi. Hastanede bulunan çocukları, kadınları, yaşlıları ve hastaları hedef alarak yaşam hakkına kast eden utanç tablosunda yer kalmayan İsrail yönetimine halen ses çıkarmayanlarda en az bu katil yönetim kadar sorumludur. Onun için dünyanın bütün toplumları Filistin’de yaşanan bu insanlık dışı vahşete kayıtsız kalmamalı, seslerini yükseltmelidir. Gazze için, güzel bir dünya için insanlık amansız ve koşulsuz derhal ayağa kalkmalıdır. Filistin’in her metre karesinde insanlığı hedef alan bu barbarlığı durdurmak için bir an önce İslam coğrafyası başta olmak üzere tüm dünya milletleri eyleme geçmek mecburiyetindedir.