Mimarlık, insanların barınma ihtiyacını gidermek için sivil yapılar tasarlayan bir sanat dalıdır. Bunları ele alacak olursak hastane, okul, alışveriş merkezleri, ticaret merkezleri ve mekanlar yer almaktadır.
Mimarlığın öznesi insandır. İnsanlara her koşulda, her alanda daha sağlıklı, daha konforlu, daha sıcak ve daha iyi şartlarda yaşam alanları tasarlamak ve onu uygulatmaktır. Mimarlar tarihi, kültürel yapıları ve çevreyi incelerler. Geçmişten günümüze gelen insanlık tarihini ele alırsak barınma en temel ihtiyaçtır.
Mimarlık, sadece binaların dış yüzeylerini veya iç yüzeylerini tasarlamak, projelendirmek değildir. Mimarlık aynı zamanda bir sanatçı ruhuna ve o inceliğe sahip olmaktır. Modern ve şık tasarımlar, tarihi yapılar ve kültürel yapılara da sahip çıkmaktır. Mimarlık denince akla ilk gelen birkaç soru ise şunlar: Dış Mimar mı? İç mimar mı?
Elbette ki alan farklıları olacak fakat bunu bu şekilde nitelendirmek doğru değil; mimarlık bir sanat, aynı zamanda bir yaşam felsefesidir. Dış mimar veya iç mimar diye ayrımlaştırmak doğru değil, aynı sanat içerisinde farklı alanlara sahip farklı kültürleri yansıtan bir sanat dalı demek doğrudur. Türkiye’de 7 coğrafî bölge vardır ve bu bölgelerin mimarî anlayışları ele alındığında farklı tasarımların ortaya konduğu görülebilir. Örnek vermek gerekirse Güneydoğu Anadolu’da sergilenen Mimari tasarımla, Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde sergilenen tasarım birbirinden çok farklıdır. Bunların birçok sebepleri vardır. Güneydoğu Anadolu’da sıcaklık derecesinin yüksek seyretmesiyle taş, mimarî oluşumun inşa malzemesidir. Buna karşın İç Anadolu’da ise tuğla ve tuğlanın dönüşüm hâli kerpiç, yapıların inşa malzemesidir. Yine Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde ise nem oranının yüksek olmasının bir sonucu olarak ahşap malzeme yaygın olarak kullanılmaktadır.
Sonuç olarak mimarlık bir sanattır ve bu sanat içerisinde birçok farklı pencere vardır nerden ve nasıl baktığın önemlidir. Bizlere birçok konuda ilham kaynağı olan tarihi tasarımlara sahip çıkmak ve değer vermek gerekli, ne yazık ki günümüzde bu pek mümkün görünmüyor tarihi değerlerimiz gerek doğal afetlerden gerek insanlardan kaynaklı sebeplerden dolayı yok oluyor. Bir mimarın görevi aynı zamanda tarihin dokusunu, mirasımızı korumaktır. Yani mimarlar hem mirasın koruyucusu hem de mirası yaratan sanatçılardır.