Ülkelerin nihai hedefleri arasında ulusal ve uluslararası ekonominin ilerlemesi açısından mümkün olan en önemli konulardan biri sürdürülebilir yüksek büyümedir. Sürdürülebilir büyüme küresel bir ihtiyaç olarak tüm disiplinlerin araştırma konuları arasındadır. Bu nedenle kalkınma sadece ekonomik büyüme gibi değerlendirilmemelidir. Bunun için ülkeler, kalkınma planları, bölge planları ve kentlerin stratejik mekansal planları birbiri ile uyumlu hale getirilmesi sonucu hem üretim hem de uzun süreli sürdürülebilir yüksek büyüme hedeflerine ulaşacaktır. Ayrıca ülkelerin bu hedeflerine ulaşmadaki kullanması gereken en önemli araçlarından biri ise teknolojik gelişmeye bağlı olan Toplam Faktör Verimliliği (TFV)'dir.
Toplam Faktör Verimliliği, büyüme içindeki istihdam ve sermaye artışları haricindeki nedenlerin birleşik etkisi olarak ifade edilmektedir. Aynı zamanda Toplam Faktör Verimliliği bilişim teknolojileri ile kalkınmanın kesişim noktalarını ortaya koymaktadır. Bununla birlikte bu kavram, üretim faktörlerinin teknolojik gelişme ile birlikte etkinliğinin arttırılması ve girdilerden teknoloji yoluyla en yüksek verimin ne şekilde elde edileceğini göstermektedir. Bu noktada verimin yüksek olmasındaki en büyük etken olan teknoloji difüzyonu bazen teknoloji transferi bazen de yeni teknolojinin içselleştirilmesi veya imitasyonu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Her kentte farklı bir yönetişim ön plana çıkmaktadır. Şehirlerin avantajları üzerinden yerel kalkınmayı modellediğimizde ve bunları birleştirdiğimizde, sürdürülebilir büyüme açısından teknolojiyi kullanmak, inovasyonu ve üretken fikirleri cesaretlendirerek destekleyici bir sermaye ve bilgi paylaşımı için fırsatlar sağlamak bilişim teknolojisinin geliştirilmesi için temel olmaktadır. Bilişim teknolojilerinin kalkınma açısından değerlendirilmesi, sürdürülebilir büyümeye katma değer kazandırmak açısından önemlidir.
Günümüzün sosyal, çevresel ve ekonomik zorluklarının çoğu modası geçmiş ekonomik sistemlerin geriden gelen sonuçlarıdır. Bu zorlukların karmaşıklığı için temel bir sistem güncellemesi gerektirmektedir. Bu durum, iş süreçlerinin değiştirilmesi, iç verimliliğin artırılması, bilgi paylaşımı ve iş birliği seviyelerinin iyileştirilmesi, yenilikçilik ve rekabet edebilirliğin artırılması, toplumsal katılımın artırılması, daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi etkinleştirilmesi gereken konuları da ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, elde edilen buluşları teknolojiye dönüştürerek toplumların hizmetine sunmak en önemli amaç haline gelmektedir. Çok boyutlu, çok disiplinli, çok kurumlu, katılımcı, bütünleşik ve sürdürülebilir büyüme anlayışı ile teknolojik yenilikler sonucu yapılan yatırımlara uygun iyileştirmeler yapılarak gereken önemin verilmesi ve dış bağımlılığın azaltılması önem arz etmektedir.
Toplam Faktör Verimliliği artışı ile sağlanacak bir gelişme ekonominin iyileşmesine olanak sağlayarak geri kalan alanlarına da yatırım yapmaya imkan verecektir. Ülkenin kaynaklarının üretime ve verimliliğe dönük olmasını kentlerin coğrafyası doğrultusunda planlamak ve doğru yönetmek gerekmektedir. Kentlerin marka değerini arttıracak teknolojiyi geliştirmek, kullanmak ve katma değeri yüksek ürünler elde etmek amacıyla sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşmak için gelişen teknolojiyi kullanmak zorunluluk haline gelmiştir.