Türkiye’de hazırlanan ulaşım planları, beklenen kapsam ve derinlikte olmayıp gerekli analizleri barındırmamakta ve kriterleri sağlamamaktadır. Kentsel Ulaşım Planlama çalışmaları genellikle önceden belirlenen bazı ulaşım türlerinin geliştirilmesi amacına yönelik yapılmakta olup diğer ulaşım türleri göz ardı edilmektedir. Buna karşın Ulaşım Ana Planı çalışması; kent içi ulaşımın, Nazım İmar Planı kararları kapsamında yer alan strateji ve gelişme önerileri çerçevesinde yeniden çözümlenmesine, ulaşım ve trafik altyapısı ile işletmeciliğinin yeniden düzenlenmesine, toplu ulaşım sistemlerine öncelik verilerek kentte günümüzde yaşanan ve gelecekte oluşması beklenen ulaşım sorunlarının uzun vadeli yaklaşımlar ile çözülmesine yönelik geliştirilen planlama, karar ve ilkelerinin bütününü kapsamaktadır.
Kentsel ulaşım planlamalarında; beklenen yaklaşımların sergilenmediği, bilimsel temellere dayalı yöntemlerle ulaşım sorunlarının yeterince analiz edilmediği ve sorunlara sürdürülebilir politikalar çerçevesinde çözüm önerilerinin geliştirilmediği görülmektedir. Kentsel ulaşım sorunları sadece belirli koridorlardaki trafik yoğunluğu ve sıkışıklığı olarak görülmüş, sorunların kaynağına inilmeden raylı sistem önerisi ile tüm sorunların çözüleceği kabul edilmiştir. Alternatif ulaşım türleri yada kısa ve orta dönemli trafik düzenleme ve yönetim önerileri etüt edilmeden raylı sistem projeleri geliştirilmiştir. Az sayıdaki kentsel ulaşım planı kapsam ve niteliğindeki çalışmalar ise hazırlandıktan sonra raflarda kalmış, bununla birlikte kentsel ulaşımın öneminin yeterince anlaşılamaması ve farkındalık düzeyinin istenen seviyede olmaması nedenleriyle planlar tam olarak uygulanamamıştır. Ayrıca arazi kullanım planlarının sahip olduğu hukuki geçerlilik, bağlayıcılık ve zorlayıcılık unsurlarının kentsel ulaşım planlarında bulunmaması da ulaşım planlarının tam anlamıyla uygulanamamasında etkili olmuştur.
Türkiye’de kentsel ulaşım planlama pratiğinde geleneksel yöntem ve yaklaşımların hâkim olmasının doğal sonucu olarak ulaşımda ve kentiçi trafik yönetiminde, akıllı ulaşım sistemlerinden ve teknolojik olanaklardan yararlanmaya yönelik öneriler geliştirilememiştir. Kentin ana ulaşım şebekesinin bilgisayar ve iletişim teknolojisi ile yönetilmesini ve gerekli hallerde müdahale yoluyla trafiğin yönlendirilmesini sağlayan ve bu sayede trafik ve ulaşım etkinliğini en üst düzeye çıkaran Trafik Kontrol Merkezleri, ulaşım planlama çalışmalarında etüt edilmemiş ve önerilmemiştir.
Ulaşım planları kentin bütünündeki genel ulaşım sorunlarına makro düzeyde çözüm bulamamış ve kentin tüm ulaşım sorunlarına karşı bütüncül, hızlı, etkin ve sürdürülebilir çözüm yaklaşımları geliştirememiştir. Ülkenin kısıtlı ekonomik kaynakları etkin bir şekilde kullanılmadan, dış finansman desteği ve teknoloji transferi ile gerçek değerinin çok üzerinde maliyetlerle ulaşım yatırımları yapılmıştır.
Türkiye’de kentsel ulaşım planlamasının hukuksal boyutu ve uygulama çerçevesi belirlenmemiştir. Tüm kentlerimize ve yerel yönetimlere yol göstermesi, standardın ve eşitliğin sağlanması amacıyla bilimsel kriterler temelinde kentsel ulaşım planlamasının çerçevesinin ve unsurlarının bağlayıcı ve zorlayıcı olacak şekilde merkezi otorite düzeyinde belirlenmesi gerekmektedir. Merkezi otorite düzeyinde yönlendirici ve yol gösterici bir düzenleme yapılmadan, ortak bir ülke politikası ve stratejisi belirlemeden yapılacak uygulamalarda bir standart ve etkinlikten bahsedilemeyeceği açıktır.
Kentsel ulaşım planlamasında, standardın sağlanabilmesi ve kaynakların etkin kullanımı için kentsel ulaşıma ilişkin strateji ve politikaların belirlenmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda işlemlerin ve uygulamaların hukuki altyapısı da ayrıca oluşturulmalıdır