6 Şubat 2023, Türkiye Cumhuriyeti’nin unutamayacağı çok acı bir gündür.
Sadece asrın felaketini yaşamakla kalmadık. Biz o gün devlet ve millet kavramının nasıl bütünleşmesi gerektiğini, düşmanlarımızın bizi hançerlemek için nasıl da pusu da beklediğini gördük.
6 Şubat 2023, hiç şüphesiz büyük bir yıkım getirdi. Almanya büyüklüğünde bir coğrafyada, yerin altına sanki yüzlerce atom bombası atılmış gibi, hiç eşi benzeri olmayan bir felaket yaşadık. Almanya olsaydı bu felaketin altından kalkamazdı ama biz kalkacağız. Çünkü biz sadece devlet olarak değil millet olarak da elimizi taşın altına koyduk. Türkiye Cumhuriyeti’nin her vatandaşı hatta kalbi bizimle atan tüm dünya vatandaşları, göçük can altında imdat diyenlerle ve depremden kurtulup da yardım eli bekleyenlerle hemhâl olduk. Hemhâl olunca işin rengi değişir; artık sen ben diye grup yoktur, siz biz diye kutup yoktur, şucusu bucusu da yoktur. Tüm insanlık tek yürek olduk.
Büyük felaketler gönül adamlarını doğurur. Bunlardan biri Haluk Levent, diğeri de Oğuzhan Uğur’dur. Ancak bunlar gibi binlerce var. Hava o kadar puslu, su o kadar bulanık ki, devleti çökertmek isteyenler bu iki isim üzerinden her türlü propagandaya başladılar. Elbette hepsinin adını sayamayacağım binlerce gönül adamları var. Dev gibi göçükler arasında can arayan maden işçilerinden, evini hiç tanımadığı deprem mağduruna açanlara kadar her çeşitten, her cinsten dünya kadar deprem gönül insanı ortaya çıktı ve işte bu tablo sadece bizim ülkemize, bizim memleketimize, bu coğrafyanın insanlarına özgü bir fazilettir. Nerede kalbi depremzedeler için atan bir mahzun gönül varsa kendisini saygıyla selamlıyorum. Değil sadece bu millet, tüm dünya sizi asla unutmayacak!
Gönül adamlarından özellikle ikisine yazımda yer vermek istiyorum ve dostum Haluk Levent’le başlıyorum.
AHBAP Platformu, uzun zamandır kalplerde taht kurmuş, sosyal yardımlaşma konusunda çok önemli bir boşluğu dolduran, son derece önemli bir organizasyondur. Neden bu kadar önemlidir; çünkü bizim ülkemiz maalesef felaketler ülkesidir. Depremi biter sel başlar, sel biter orman yangını başlar, yangını biter darbe olur, darbe bastırılır ayaklanma olur, ayaklanma biter çığ düşer, çığ erir yıldırım düşer… Bir türlü bitmek bilmeyen musibetlerle imtihan olup dururuz. Bizim gibi bir başka ülke daha var mı? Yok! Böyle bir ülkede yaşıyorsanız felaketlere her an hazır olmanız gerektiği kadar felaketzedelere yardıma da her an hazır durumda bulunmalısınız. Zira bir sonra felaketin kurbanı siz olabilirsiniz! Bu nedenle herkesin içinde bir yerlerde bir iyilik pınarı çağlamalı. Haluk Levent, söz konusu iyilik pınarı çağlaya çağlaya çağlayan olmuş bir kişiliktir. Hayatını insanların çığlıklarına koşmaya adamış bu insan, Kahramanmaraş Depremlerinde de doğal olarak en çok konuşulan şahsiyet oldu. Yaptığı iyilikleri, öncüsü olduğu yardımları yazıp döksem ansiklopedi olur. Bilen zaten biliyor. Benim asıl dile getirmek istediğim, onu karalayanların veya ondan rahatsız olanların vızıltıları…
Değerli dostlar, zira şöyle bakıyorum Haluk Levent’i devletin karşısında kim konumlandırma peşinde? Bal gibi açıkça kripto FETÖ’cüler, kripto PKK’lılar ve doğrudan Amerika. Bu kripto unsurlar avukat olabilir, gazeteci olabilir, politikacı olabilir, memur olabilir, her şey olabilir. Ancak gösterdikleri sahte suratın arkasında öylesine şeytani bir zihniyete sahipler ki, yazıp çizdiklerini görünce çıldırıyorsunuz.
Bir defa Haluk Levent devlet düşmanı değildir, millet düşmanı değildir, din düşmanı değildir. Benim tanıdığım Haluk Levent, içinde can olan hiçbir şeye düşman değildir. Hâl böyleyken FETÖ’cü kripto hesaplar başta olmak üzere birçok yıkıcı-bölücü mahfil, sanki devlet çok aciz kalmış da Haluk Levent devlete posta koyup her işi ele almış gibi bir algı meydana getirmeye çalışıyor. Sosyal medyadaki propagandaya birtakım malum televizyon kanalları da katılınca tam da teröristlerin arayıp bulamadığı güvensizlik ortamı, devlet düşmanlığı baş gösteriyor. İnsanların acısının üzerine böyle bir tavır almak, ateşe benzin dökmekten başka bir şey değildir. Hani Fransa’daki sapık Charlie Hebdo dergisi, Kahramanmaraş Depremleri için “artık tanklara gerek kalmadı” diye karikatür yayınlamıştı ya, tabloyu tam da o tarafa sürüklemeye çalışan parazitler var. Ülke insanı birbirine girsin, çatışmalar kargaşaya, kargaşalar kaosa, kaos da iç savaşa sürüklensin ve nihayetinde topa tüfeğe gerek kalmadan NATO’nun işgal güçleri sözde barış naraları atarak vatanımızın kutsal topraklarına girsin… Plan budur.
Plan; devlet otoritesini yok et yerine AHBAP ve BABALA’yı koy sonra enkazın üzerine otur. Plan anlaşıldıysa ve resti de gördüysek bize düşen bu planı bozmaktır. Biliyoruz ki şu anda tüm terör örgütü mensupları ellerini ovuşturmaktalar ama göreceksiniz ki hepsi avcunu yalayacak.
Haluk Levent, dün MHP milletvekilleri çadırını ziyaret ettiğinde güçlü bir birlik mesajı verdi, önceki gün ayrı fikirlerden başkaları yanında birlik mesajı veriyordu, bugün de depremin merkez üssü Pazarcık’a giderken geçirdiği trafik kazasından sonra aynı birlik mesajını vermekten geri kalmadı. Ya yarın..? Emin olun yarın da öbür gün de her fırsatta birlik mesajı vermeye devam edecek.
Suyu bulandırmaya çalışanların hedefindeki bir diğer önemli isim olan Oğuzhan Uğur’un gayretini de görmezden gelemeyiz. Ama Haluk Levent örneğinde olduğu gibi birileri ısrarla Oğuzhan Uğur’u da devletin karşısında, hatta devlete başkaldırmış bir gönül adamı yapmaya çalışıyor. Evet, o bir gönül adamıdır ama devletin karşısında değildir. Devletin karşısında olamaz da. Çünkü bir defa milletin yanında olan devletin karşısında olamaz ki! Millet demek, devlet demektir. Biz millet olarak nasıl ki 15 Temmuz’da sokaklara inip devletimizin yanında yer aldıysak bugün de sokaklara inip depremzedelere elimizden gelen yardımı yaparak devletimizin yanındayız. İşte Oğuzhan Uğur da bu kafaya sahip, dobra bir insandır.
Birileri sanıyor ki biz iki algı yaparız, Oğuzhan Uğur’u bu algıyla kafesleyip devlete karşı kullanırız. Nasıl olacak bu iş? Güyâ yukarıda vurguladığım bölücü yayın organları ile devlete her fırsatta bel altı vuracaklar, her vurduklarında da Oğuzhan Uğur’u ortaya atacaklar… Bu millet de bu yemi yutacak! Yemezler! FETÖ’cü mikropların da PKK’lı mikropların da DHKP-C’li mikropların da ve dâhi başkaca tüm mikropların da taktiklerini biliyoruz, yalanlarına dolanlarına hilelerine alışkınız.
Oğuzhan Uğur, beş yüz kadar çalışanıyla bugün milletin ve devletin hizmetindedir, elinden geleni yapmaktadır. Fakat Oğuzhan Uğur’a düşen, bu ülkeyi iç savaşa sokmaya çalışan bu unsurlara karşı çıkıp tavır koymaktır. Oğuzhan Uğur bu tavrı koymadığı müddetçe, toplumun büyük bir bölümü bundan sonra kendisine şüpheyle bakacaktır.
Haluk Levent, öncülüğünü yaptığı milyonlarca gönül eriyle milletin hizmetindedir. Bu isimler, ne felaket anında ne de huzur zamanında fırsatçılara fırsat vermezler, onların aşağılık algı operasyonlarına yem olmazlar!
Bu vesileyle 6 Şubat depremlerinde can veren kardeşlerime Allah’tan rahmet, geride kalanlarına sabır diliyorum. Tüm milletimize geçmiş olsun diyor, depremin yaralarını sarmak için inisiyatif alıp bir zerre kadar dâhi olsa faydası dokunanlara da teşekkür ediyorum.
Muhammed GÖMÜK
Araştırmacı-Yazar