11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de meşhur İkiz Kulelere yapılan ikinci saldırıyı televizyondan seyreden milyarlarca insan, İkiz Kulelere yapılan ilk saldırının bant kaydını izlediğini sanıyordu.
Küreselleşmeyi en iyi anlatan örneklerden biri işte budur. 11 Eylül tiyatrosuyla CIA’in kurduğu yerel bir terör örgütü küresel boyuta ışınlanmış, iletişim teknolojisi aracılığıyla tüm dünyanın gündemine oturabilmişti. Oysa ki çok değil, sadece yüzelli yıl önce meşhur ABD Başkanı Abraham Lincoln’ün 1865’deki ölüm hadisesi Londra’da ancak on gün sonra öğrenilebilmişti. Daha farklı bir örnek vereyim. Osmanlı ordusu aylarca yol uzaklıktaki seferlerden dönenene kadar tebaa sefer sonucunun galibiyet mi mağlubiyet mi olduğunu anlayamazdı. Yeniçerilerin boynu bükükse mağlubiyet, yeniçeriler halay çekerek geliyorsa galibiyet haberi geldiğini anlarlardı.
İletişim, gördüğünüz üzere küreselleşmenin bam telini oluşturuyor. Gelelim modern iletişime…
Modern iletişim denince benim anladığım sosyal medya tuzağı üzerinden kitleleri yönetmek ve görsel medya üzerinden kitleleri hipnoz etmektir. Bir başka deyişle modern dünyada iletişim, küreselcilerin en etkili silahıdır.
İnsan, modern dünyanın iletişimine sırt dönebilir mi? Böyle bir şeye sırt dönerek yaşayabilir mi?
Evet ama çok zor! Küresel çeteler böyle kişilere hayat hakkı tanımak istemiyor. Devlet baba sana sms gönderemezse hesap soruyor, cep telefonunu gir diyor; e-postan olmazsa devlet baba sana hesap soruyor, al diyor. Devlet bireyle iletişim kurmak için küreselci düzlemde iletişim kurmayı uygun görüyor. Çok sakıncalı bir durum…
Konuyla ilgili güncel bir örnek vereyim. Hâkim bir yakınım emekli oldu, hayatına avukat olarak devam etmek için baroda staj yapmak istedi. Öğrendi ki emekli hâkimlerin staj yapmasına gerek yok. Ancak bu sefer de ruhsatname almak için baroya online başvuru yapması gerekti. Çünkü fiziki başvuruyu baro kabul etmiyor. Lâkin bunu becermek için bir türlü lazım olan linki bulamadı. Doğrudan ruhsatname almaktan vazgeçti, staj yapayım dedim. Staj için online başvuru linki vardı. Tıkladı linke, harala gürele taradığı evrakları yüklemeye çalıştı, en sonunda zor bela bir randevu alabildi. Şimdi bu şahıs, gerekli evrakları eline alıp paşa paşa baroya gitseydi, kontrollü şekilde evrak kaydını yaptırıp staj takvimini bekleseydi fena mı olurdu?
Modern iletişim, yukarıdaki örnekten de görüleceği üzere hayatı illa kolaylaştıracak diye bir kaide yoktur. Online tabanlı iletişimde esas amaç, bilginin bir istihbarat unsuru olarak dış mihraklarca depolanmasıdır. O evraklar, fiziki surette elden teslim edilse kim neyi depolayabilir? Olay bu kadarla sınırlı da değil… Söz konusu staj başvurusunda kâh ikametgâh bilgisi isteniyor, yok mezuniyet bilgisi isteniyor, kâh iş durumu bilgisi isteniyor, kâh nüfus bilgisi isteniyor… Halbuki bunların hepsi zaten e-devlette kayıtlı olan ya da olması gereken resmî bilgiler. Devletin ağları arasında eşgüdüm olsa istenen belgelerin çoğunu istemeye gerek kalmayacak! Vatandaşa boş yere angarya işler yaptırılıyor!
Öte yandan devletin kuramadığı bilgi ağı eşgüdümünü dış mihraklar öyle ustaca kuruyor ki! Yani siz vatandaş olarak online iletişim ağları kullanırken kendinizden ve devletinizden ziyade Bill Gates gibi gerizekalıların kontrolündeki bulut bilgi sistemine hizmet ediyorsunuz.
Demem o ki modern iletişim kişilerin değil, küreselci ağababaların işine yaramaktadır. Marshall McLuhan’ı bilir misiniz? Şu meşhur “küresel köy” metaforunun isim babasıdır. Küresel köy boş bir kavram değildir. Evet global bir yaşam şekline bizi zorlayacaklar ama görünen gerçek manzara aslında bir köyden farksız olacak. İnsanlar bu köyde son derece ilkel şekilde yaşayacaklar. Köyün ağası olacak, rençberi olacak, marabası olacak, amelesi olacak… Küresel çetenin istediği despotik homojenleşme küresel köy ile gerçekleşecek. Bir de küyerelleşme (glokolizasyon) dye kavramla yüzleşeceğiz. Küyerelleşme, yerli halkların kanuni haklarının ve kültürel kimliklerinin küresel düzeydeki siyasi hareketlerle eşgüdümlenmesi için hunharca teşvik edilmesi demektir.
Konu önemli, çetrefil ve çok uzun. O yüzden tadında bırakıp tüm okurları küresel köy hipnozunu sorgulamalaya davet ediyorum.