2 Ocak 2021 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne Prof. Dr. Melih Bulu getirildi. Bu tarihten sonra , ülkemiz üzerinde karışıklık meydana getirme heveslileri ise bu atamayı fırsat bilip derhal Boğaziçi Üniversitesinde karışıklık çıkarmaya kalkıştılar. Görünen amaçları , önce Boğaziçi Üniversitesinde olayları başlatıp bunu ülke geneline yaymaktır. Boğaziçi Üniversitesi için yapılan bu atama sanki ilk kez yapılıyormuşçasına bir bardak suda koparılmaya çalışılan bu fırtınanın fitne gruplarının kötü niyetli faaliyetleri olduğu şüphesizdir. İçinde masumiyet aranan eylemler hızla karakter değiştirmiş, "sokakta iktidar devirmeyi amaçlayan!" yabancı istihbarat servislerinin, terör örgütleri ile bağlantılı grupların, marjinal odakların tatbikat sahasına dönüşüvermişti.
Prof. Dr. Melih Bulu “tepeden inme” olarak tabir edilecek şekilde bu göreve getirilmemiştir. Kendisi 2016-2019 yıllarında İstanbul'da İstinye Üniversitesinin kurucu rektörü olarak görev yaptı. Akabinde de Haliç Üniversitesi’nin rektörü oldu ve Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanana kadar bu görevi yürüttü. Kendisinin rektörlük yaptığı dönemde ne üniversite akademisyenlerinden ne de öğrencilerden antidemokratiklik itirazı- eylemi gelmemişti. Bu şekilde başarılı olarak görev yapan ve rektörlük görevini layık-ı veçhile yerine getiren Prof. Dr. Melih Bulu hocanın rektörlük görevinden istifasının istenmesi antidemokratik bir tutumdur.
Aziz milletimizin bildiği üzere rektörlük seçimleri AK Parti hükümetlerinden önce de Cumhurbaşkanı atamasıyla gerçekleştirilmekteydi. Ancak her nedense , “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin tartışmaya açılmaya çalışıldığı günlerin akabinde olağan rektör atamasının kitlesel eylemlere dönüştürülmeye çalışılmasının altında da anayasal sistemin değiştirilmesi amacı olduğu kuşkusuzdur. 1982 Anayasası ile birlikte rektörlük seçimleri Anayasamızda düzenlenmiş olup bu tarihten itibaren rektör atamaları Cumhurbaşkanı tarafından yapılmaktadır.
Şu an bir bardak suda fırtına koparmaya çalışanlar , üniversitenin kendi içinde seçim yapıp o adaylar arasından Cumhurbaşkanınca seçim yapılması gerektiğini savunanlar her nedense daha önceki dönemlerdeki seçimlerde 1 oy alıp son sırada yer alan rektör adaylarının rektör olarak atanmasına ses çıkarmamışlardı. Bu durum da , eylemlerin amacın salt rektör seçim olmadığını gösteriyor.
İşte 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in atamalarından bazıları;
- Kastamonu Üniversitesi'nde 15 oyla birinci olan Prof. Dr. Mustafa Safran yerine, sadece 2 oy alan Bahri Gökçebay'ı rektör olarak atadı.
- Yozgat Bozok Üniversitesi'ne en fazla oyu alan Prof. Dr. Mustafa İlbaş yerine 4 oy alan İnci Varinli'yi atadı.
- Giresun Üniversitesi'nde 25 oyla birinci olan Prof. Dr. Mehmet Tüfekçi yerine, 8 oy alan O. Metin Öztürk'ü atadı.
- Gazi Üniversitesi'nde bin 64 oy alan Prof. Dr. Rıza Ayhan yerine, 366 oy alan 3. sıradaki Kadri Yamaç'ı atadı.
- Cumhuriyet Üniversitesi'nde 136 oy alan Faruk Kocacık yerine, 115 oy alan Mehmet Bakır'ı atadı.
- Erciyes Üniversitesi'nde 284 oy alan Prof. Zeki Yılmaz'ın yerine 236 oy alan Cengiz Utaş'ı atadı.
- Trakya Üniversitesi'nde 126 oy alan Prof. Levent Alimgil yerine 109 oy alan Enver Duran'ı atadı.
03.02.2021 tarihli gazete haberlerinde ; “Boğaziçi Üniversitesi'ne destek veren grupların taşıdığı pankartlar dikkat çekti. Ankara Üniversitesi'nde toplanan bir grup 'Mesele Boğaziçi değil sen hala anlamadın mı?' yazılı pankartla ikinci Gezi olaylarına göndermede bulundu.” denilerek , karanlık mahfillerin amaçlarını daha iyi orta koymuştur.
Olaylarla ilgili sosyal medyada dolaşan bir diğer konu ise Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından aydınlatıldı. Boğaziçi Üniversitesinde dün yaşanan olaylar sırasında bir görevlinin, bir gruba karşı "Aşağı bak!" dediği iddia edildi. Bu söylem sosyal medyada da tepki çekti, oluşturulan konu etiketi üzerinden binlerce tweet atıldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü de Twitter hesabından olayın iç yüzünü gösteren bir video yayınladı. Videoda, görevlinin aslında toplu halde hareket eden grubu dağıtmak için "İn aşağı, in aşağı, aşağıdan, aşağıdan. Toplu gitmek yok" dediği görülüyor. Görüldüğü üzere , kolluk kuvvetlerimizin demediği sözlerden dolayı bile twitterdan binlerce atılan twit sonrası , olağan bir rektör atamasının kitlesel eyleme dönüştürülmeye çalışıldığının bir diğer önemli göstergesidir.
Kendisini “araştırmacı-gazeteci” olarak duyuran Emre Erciş isimli şahsın , 'Boğaziçi olaylarının arkasındaki isimleri yazacağım' diye duyurmuşken hesabı Twitter tarafından kapatıldı. Ne kadar da büyük tesadüf tabi (!) Büyük tesadüf (!) Çok tesadüf (!)
Sözün özü ; Hangi parti mensubu olursa olsun Türk gençliği , oynanan bu oyunu görmeli ve daha önce Gezi’de , daha sonra 15 Temmuz’da yürütülen saldırının devamı olan bu olayların parçası olmamalıdır.