“Çocuklar büyüklerin sözünü dinlemekte hiçbir zaman başarılı olmadılar, öte yandan, büyükleri taklit etmekte hiç başarısız olmadılar.”
– James Baldwin, roman yazarı ve sosyal eleştirmen.
Çocuklar ayna gibidirler.
Ne görür ne işitirlerse onu yaparlar. Onlar için iyi birer yansıma olmaya çalışmalıyız.
Ebeveynlik. Anne-baba olmak. Çocuk yetiştirmek. Bir insan yetiştirmek. İnsanın yapabileceği en önemli iştir.
Sizin ne yaptığınız onun ne yaptığından daha önemlidir. Çocuklar kimi zaman yetişkinlik hayatlarına kadar taşıdıkları pek çok alışkanlığı, tutumu, davranışı ve bilgiyi ebeveynlerini izleyerek öğrenirler. Dolayısıyla iyi bir ebeveyn olmak için çocuğunuza çeşitli kurallar koymakla yetinmeyip ona en iyi biçimde örnek olmanız gerekir.
Çocukların ailelerinden gördükleri tutumlar, onların kişiliklerine, benlik algılarına ve çevresindeki insanlarla olan ilişkilerine etki etmektedir. Anne ve babalar tutum ve davranışlarıyla çocuklarını duyarlı, ilgili, sorumlu, mutlu veya kaygısız, sorumsuz ve mutsuz bireyler haline gelmelerine katkı sağlayabilmektedirler.
Çocuklar ailelerinden aldıklarını başkalarına yansıtacaklarından sağlıklı bireyler ve sağlıklı nesiller yetiştirilmesinde anne ve babalara büyük sorumluluklar düşmektedir.
Çocuğunuza olan sevginizi ona çok fazla göstermeniz şımarmasına neden olmaz. Çocuklarda şımarıklık sorunu genelde onlara verilen sevgiden değil, sevgi yerine konulan diğer şeylerden (gerekli olduğu düşünülmeksizin sürekli satın alınan oyuncak ve abur cuburlar, lüzumundan fazla esnetilmiş hoşgörü sınırları, hataları görmezden gelme vb.) kaynaklanır.
Çocuğunuzun hayatına aktif biçimde dahil olun. İlgili bir ebeveyn olmak uzun zaman alan, hayattaki önceliklerinizi ciddi biçimde gözden geçirip düzenlemenizi gerektiren, oldukça zor bir iştir. Özellikle küçük yaştaki çocuklar ve belli bir ölçüde ergenlik çağındakiler için onun hayatına yalnızca zihinsel değil, imkanlarınız dahilinde fiziksel olarak da dahil olmanız çok önemlidir.
Ebeveynliğe dair görüşlerinizi çocuğunuza göre oluşturun. Pek çoğumuz çocuk sahibi olmadan önce aklımızda nasıl bir anne ya da baba olacağımıza dair belli kalıplar oluştururuz. Ancak çocuklarımız bize “doğru” gelenin ne olduğunu bilerek, onu anlayarak dünyaya gelmezler. Onların kendilerine özgü, yaşlara ve çevreye göre değişebilen farklı karakterleri, iç dünyaları ve istekleri vardır. Çocuğunuzu sizin kafanızda yarattığınız kalıplara uyması için zorlamak hiçbir durumda iyi sonuçlar vermeyeceğinden bu noktada kendini biraz esnetmesi ve çocuğun karakterini mutlaka göz önüne alması gereken kişi sizsiniz.
Sınırlar belirleyin. Çocuklar her ne kadar sınırları sevmeseler ve onlara uymak zorunda olmaktan sıklıkla yakınsalar da aslında bedensel ve zihinsel gelişimleri için belli başlı kuralların oluşturduğu güven ortamına ihtiyaç duyarlar. Bu noktada önemli olan sınırları koyarken objektif olmanız, çocuğunuzun da fikrini almanız ve koyduğunuz sınırları kendi rahatınıza ya da düzeninize göre yönlendirmemenizdir.
Çocuğu gereğinden fazla sıkmayacak, ona hareket imkanı tanıyan ama aynı zamanda genel davranış sınırları da öğrenmesini sağlayacak bir kez karar verdikten sonra onları hiçbir durumda (Evet, sinir krizlerinde bile.) esnetmemeniz çocuk gelişimi açısından kritik bir öneme sahiptir.
Etkili ebeveynlikte, çocuğun tüm ihtiyaçları geciktirilmeden şefkatle giderilir, çocuğa ne yaparsa yapsın sevildiği hissettirilir, gelişim seviyesine uygun sorumluluklar verilir, sorunlarını çözmesine imkan tanınır, bağımsız karar vermesi sağlanır, çocuğun gerçekleştirmesi için konulan hedefler yeteneklerine göre belirlenir, anne-baba-çocuk sürekli iletişim halindedir. Etkili ebeveynlikte, aile bireyleri birbirleriyle her şeyi konuşabilirler ve birbirlerini dinlerler, aile bireyleri birbirlerine karşı dürüst davranırlar.
Etkili ebeveynliğin seçildiği ailede yetişen çocuk, kendine ve ailesine güvenir, özgür ve bağımsız olur, sınırları bilir, sorumluluklarının bilincindedir ve sorumluluk alır, sosyal ve duygusal anlamda yeterlidir, kendine değer verir, yaşamı doğru algılar, bir şeyleri elde etmek için çabalaması gerektiğini kavrar, belirlediği hedefe ulaşmak için çaba harcar.
Bu maddelere pek çok madde daha eklenebilir ancak burada önemli olan madde sayısı değil hangilerinin sizin çocuğunuza uyarlanıp, uygulanabileceğidir, bu sizin vereceğiniz karar.
Son olarak güzel bir şiir ile her an farkında kaldığımız, sağlıklı bir ortamda bugünün sağlıklı çocuklarının yarının sağlıklı bireyler olmasını diliyorum.
Ayna
Annemle babam evlenmişler ,
Oturup bir karar vermişler çocuğumuz olsun diye ,
Sonra da bana bir isim koymuşlar çağırması kolay olsun diye ,
Bana hep öğütler verirler;
Aman kavga etme sakın! Uslu dur, akıllı ol diye ,
Anneciğim babacığım ben sizleri çok severim ,
Onun için size benzemek isterim ,
Ben sizin aynanızım. Aynanıza sık sık bakın ,
Aynalar yalan söylemez çocuklar başkasına benzemez.