Mimarın görevi üretilen projeyi ve eklerini belediyeye teslim etmekle bitmiyor ne yazık ki…
Burada çok farklı parametreler işin içine girse de önce mimari projeyi ön onay başvurusu ile belediyeye teslim etmek gerekiyor.
Resmi dilekçe
Tapu fotokopisi ve tapu sahiplerinin kimlik fotokopileri
Resmi İmar durumu
Resmi kot tutanağı
Onaylı plankote belgesi
Projenin 1/50 ölçekte ozalit çıktısı ve dwg formatındaki verisi
Daha önceden resmi kurumundan alınmış Kanal Kotu Tutanağı
…..
Can alıcı süreçlerden biri mimar için aslında ön onay sürecidir.
Her belediyenin ayrı yönetmeliği , her belediyenin ayrı bir tavrı , yine geliyorum mükemmel detaylardan birine “belediyedeki ilgili memurun çözüm odaklı olup olmaması ve karşısındakini de meslektaş bir mimar olarak görüp veya görmeyip davranması “
Müteahhitin ayrı istekleri , toprak sahibinin ayrı istekleri , belediye memurunun bazen çözümcü bazen ilgisiz tavırları üçgeninde Mimar “ın projeyi ortak çözüme kavuşturma mücadelesiiii….
Derken…. Eksik listeleri gelir gider
Mimar azimli ise o ön onayı tüm engellere rağmen alır.
Ön onay sürecinden sonra ,
Zemin etüt ,
Statik proje ,
Mekanik proje ,
Elektrik proje ,
Ön ekb ve akustik proje hazırlanır. Mimar projenin yibf bilgi girişlerini yaparak ,
Sistemden yapı denetim firmasına aktarılması beklenir. Yapı denetim firması belli olduktan sonra projeler yapı denetim firmasına teslim edilir. Firmanın mühendisleri projeleri inceler ve uygunluk durumuna göre onaylar. Ve projeler yapı denetim firması tarafından belediyeye teslim edilir. İnşaat ruhsat başvurusu yapılmış olur .
Bu kısımda yine mimar sıkışır. Bazı yapı denetim firmaları dosyaları yapı sahibine verir ‘siz belediyeye teslim edin ‘ der . Yapı sahibi mimara teslim eder . Siz halledin derken ….
İş yükü yine Mimarımıza kalmış olur….
Tüm projeler belediyeye bir şekilde teslim edilir.
Eksik varsa ilgili mühendis ve süreci yöneten mimar bu süreçte o eksikleri de tamamlar.
Yapı denetim dosyaları ve projeleri inceler , onaylar .
Fenni meshullü ise ,yani proje 200 m2 nin altında ise yapı denetime tabii değildir ve yapı uygulama sorumluluğu Mimar ve Mühendislerde olmuş olur.
Her maddenin yapılış ve onay sürecinde yapı sahibinden görülen psikolojik hızlandırma çabası ve baskısı mimarı yorar . Çünkü prosedürü açıklamak ve insanların da psikolojik süreçlerini yönetmek bir hayli zordur.
Süreç prosedürlerle ve insani ilişkilerle ve çabalarla nihayetinde sonuca ulaşır ve o çok arzulanan yapı ruhsatımız yazılır.
Proje müellifleri , yapı sahibi , müteahhit , şantiye şefi bizzat belediyenin imar bölümüne gelerek ruhsat imzalarını atarlar.
İmzalar tamamlandıktan sonra , kurumca onaylanan ruhsat yapı sahibine kurumca teslim edilir.
***İnşaat ruhsatı alınan projeye 2 yıl içinde başlanmalı , 5 yıl içinde bitirilmelidir.
Süreçte dönen dedikodulara değinirsem , filanca mimar 1 ayda ruhsat alıyormuş muş muş ….. Geçelim bunları . Resmi belgeleri tamamlamak bir ay sürüyor .
Burada ne var biliyor musunuz ?
*Yapı sahibi veya müteahhit işi hızlı bitsin diye ya sizi gazlıyor …
Ya projeyi almak isteyen mimar 1 ayda alırım sözü ile projeyi alıyor ve süreçte patlıyor..
Hakkaten 1 ayda ruhsat alan mimar varsa , uzaya çıkma zamanımız gelmiştir :)
Velhasıl prosedür ve süreç ne kadar sancılı da geçse ortaya çıkan tasarımlarımız bizi en çok mutlu eden , gurur verici ve paha biçilemez değerde olurlar…
Mimarlık bir meslek değil , yaşam biçimidir.