Şarkı mı söylesem, yoksa aldığım ürünlerin kutularını mı açsam. Yok yok en iyisi bebek bakımı ve etkinlikleri olsun. Ya da yaptığım yemekleri yayınlarım her gün evde yemek yapıyorum zaten. Aslında çok fazla seyehat ediyorum gezip gördüğüm yerleri de paylaşabilirim. Hatta gittiğim yerlerde yediğim yemekleri yorumladığım bir sayfam bile olabilir.
Gün geçmiyor ki birimiz daha kendisine sosyal mecralarda yer bulmasın, fenomen olmasın. Kimimiz youtouber olurken kimimiz instagramdan moda rüzgarları estiriyor. Şarkı söyleyenler, İngilizce öğretenler, satış yapanlar, lüks hayatını gözler önünde yaşayanlar ne ararsan. Yeter ki sen nasıl bir şöhret istiyorsun ona karar ver. Sosyal medya herkese eşit imkanlar, fırsatlar sunuyor. Eskisi gibi yalnızca büyük şirketlerin dayattığı sanatçıları izlemek, dinlemek zorunda da değiliz. Yıllardır görmekten sıkıldığımız ünlü isimler kadar biz de görünebilirlik imkanına sahibiz artık.
Teknolojinin hayatımızın bir parçası olmaktan çıkıp vücudumuzun bir uzvu haline geldiği şu günlerde paralel olarak meslek alanları da değişiyor tabii ki. Her geçen gün ‘cyberg’ olma yolunda hızla ilerliyoruz. Vücudumuzu bir robot, bir robotu vücudumuz olarak kullanabileceğimiz günleri ben görür müyüm bilemiyorum ama çok uzaklarda olmadığına da eminim.
Yeni bir ilişkiye başlayacağımız zaman, önce sosyal medya hesabını inceliyoruz karşı tarafın. Birini işe almak için ya da yeni bir işe başlamak için de aynı şeyi yapıyoruz. En son ne zaman bir mağazaya girip elimde nakit parayla alışveriş yaptığımı gerçekten hatırlamıyorum. Tek bir çivi parçasından büyük bir mobilyaya kadar her şeyi kapıma getiriyorlar. Bana bu imkanları sunan bilişim çağının nimetlerinden elbette ki sonuna kadar faydalanmalıyım. Aslında birçoğumuz bir süre fazlasıyla eleştirdik teknolojinin hayatımızı bu kadar etkisi altına almasını. Gerçekliği kaybetmekten, dejenere olmaktan korktuk. Ama bununla yaşamamız gerektiğini de aynı hızla idrak ettik ve şimdi de aynı hızla bir parçası olduk bu kırılmaz zincirin. Hayatın her alanında olduğu gibi burda da salt doğru ya da yanlış diye bir şey yok. Konu tamamen sizin teknolojiden nasıl faydalandığınızla alakalı.
Her şeyin böyle hızlı ilerlediği teknoloji dünyasında siz hala yerinizi almadıysanız hiç beklemeyin derim. Çünkü sosyal medyada yoksan gerçek hayatta da yok sayılıyorsun artık. O yüzden siz de benim gibi kendinize bir ‘youtube’ hesabı açın derim. Üstün yeteneklere sahip olmanıza gerek yok. Yaptığınız işi doğru pazarlamak burda önemli olan. Öyle saçma sapan içeriklerden öyle paralar kazanıyorlar ki insanlar bu işe girmemek gerçekten zaman kaybı olmaya başladı artık. Hem kaybedecek neyimiz var en kötü ihtimalle kendimiz için yeni bir adım atmış oluruz ki bundan daha güzel sebep olamaz. Sizlere macera dolu bu yolda şimdiden başarılar dilerim.