Bütün dünya ile birlikte bizlerin de dillerine pelesenk olmuş ve aklımıza kazınmış bu söz 18 mart 1915 tarihinde Çanakkale Deniz Savaşı'nı kazanmamızın akabinde aynı akşam Süleymaniye Camii mahyacısı tarafından bulunmuş ve avluda boğaza bakan minarelerin arasına işlenmiştir. Boğazda İtilaf Devletlerinin başarısını dört gözle bekleyen İstanbul Rumları ve Ermenilerinin çoğu o gece evlerine Galata'dan bu şerefli yazıya bakarak, hayal kırıklığı içinde dönmüşlerdir. Mahyacının aklından geçen söz, aradan geçen 106 yıl boyunca hiç unutulmamış ve hep kullanılmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün askerlerine “size ben taaruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum... biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde, yerimizi başka kuvvetler ve başka kumandanlar alabilir...” emri ile gerçekleşen ölümsüz hikayeyi özetleyen sözdür , takviye kuvvet gelene kadar bu emri alan bütün askerlerimiz şehit düşmüştür.
Bu sözü duyunca o akıl almaz direnci, vatan sevgisini, inancı, imanı ve kahramanlığı hatırlarsınız. Kurşunların havada çarpıştığı o savaş alanında hiç düşünmeden ölüme yürüyen 14 yaşındaki çocuklara hayret edip minnet duyarsınız. Milli mücadelenin, Kuvâ-yi Milliyenin nereden cesaret aldığını anlarsınız.
Bugün 18 Mart Zaferinin 106. Yıl dönümü . 18 Mart Zaferi "Çanakkale Geçilmez" sözünü düşmanla beraber bütün Dünya'nın zihnine kazıyan zaferdir. 18 Mart Zaferi sadece deniz zaferi olmakla kalmamış , bu zafer ile milletimiz 7 düveli alt etmiş, o dönemde dünyaya bir Türk mühürü vurmuştur.
Tarih 18 Mart 1915...İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı'nda... Yenilmez olarak gördükleri donanmalarıyla bu engeli kısa sürede aşarak Osmanlı'yı savaşta saf dışı bırakmayı hesaplıyorlardı.
Öyle ki 9 Mart'ta İngiliz komutan Londra'ya haber göndererek, "İstanbul'a varmamıza 1 haftamız kaldı. Artık Marmara turlarıyla ilgili biletleri satabilirsiniz." diyordu. Ne biletleri satabildiler ne Çanakkale'yi geçebildiler. Dönemin süper güçlerinin planı, Mehmetçiğin direnişi karşısında bozuldu. Mehmetçik Çanakkale'de düşmana geçit vermedi.
Gemilerde “jurnal” adı verilen bir seyir defteri bulunur. Gemi limandayken ya da seyir halindeyken yaşanan gelişmeler bu jurnal defterine kaydedilir. Geminin rotası, hızı, geldiği ve gideceği liman, vardiya değişimleri gibi bilgiler jurnale not edilir.
Gemi sığ sulardan ve önemli su yollarından geçerken de jurnal sürekli güncellenir.
Örneğin, İstanbul Boğazı’ndan geçerken “12.00 İstanbul Boğazı’na girildi. “14:00 Kavaklar geçildi.”, “16:00 Hisar geçildi.”, “17:00 İstanbul Boğazı geçildi.” gibi sürekli notlar jurnal edilir.
Lakin aynı gemiler Çanakkale Boğazı’na geldiklerinde jurnal defterine bunlar yazılmaz.
Çanakkale Boğazı seyri tamamlandığında jurnale
“09:00 Çanakkale çıkıldı.”
yazılır; Ya da
“15:00 Şehitler Abidesi 2 milden selamlandı.”
şeklinde not düşülür.
Çünkü herkes bilir ki bu dünyada her yer geçilir ama;
Çanakkale GEÇİLMEZ!
Nusret mayın gemisiyle savaşın seyrini değiştiren Hafız Nazmi Bey ve Yüzbaşı Hakkı Bey’i, henüz 8 yaşındayken babasıyla birlikte Çanakkale’de savaşan Nezahat Onbaşı’yı, Seddülbahir Cephesi’nin kahramanı -“Sağ kolumu kaybettim, zarar yok,sol kolum var. Onunla da pekala iş görebilirim.” diyen- Mehmet Çavuş’u, iman gücüyle 276 kg mermiyi sırtlayan Seyit Onbaşı’yı , Halime Çavuş’u ve ismini bilmediğimiz sayısız nice kahramanlarımızı, “Çanakkale Geçilmez” diyerek bu uğurda şehit olan tüm Mehmetçiklerimizi sonsuz sevgi, saygı ve rahmetle yâd ediyorum...