Neredeyse bütün dünyada ABD’nin yeni Başkanı Joe Biden öncesi ve sonrası konuşuluyor.
Ankara'da da Biden ile süreç yönetiminin nasıl olması gerektiği ve Türk devletinin çıkarları doğrultusunda ne yapılması gerektiği üzerine uzmanlar ve siyasetçiler çalışıyor.
Biden göreve gelir gelmez ABD'nın yeniden dünyada ki eski rolüne döndüğünü ifade edecek işaretleri
özellikle
TÜRKİYEMİZİ ilgilendiren başlıklar da bölge atadığı temsilcileriyle gösterdi.
DEAŞ hareketlenmeye başladı, PKK üzerinden bölgenin haritasını değiştirilmesi talebi yüksek sesle ifade edilmeye başlandı, 15 Temmuz işgal girişimi de faili olan FETÖ terör örgütünün kadroları ve siyasal bileşenleri her alanda hareketlenmeye başladı.
Buna karşılık
Türkiye, Suriye de kurduğu güvenli bölgelerde ki PKK etkisini sıfırlamak ve terör eylemlerini durdurmak için gerekirse 30 km daha derinliğe kadar müdahale edebileceğini göstererek ABD ve Biden’a PKK’ya etki alanı bırakmayacağını göstermelidir
Peki Biden kim?
ve
Türkiye’ye nasıl bakıyor?
Biden 1972 yılında bu yana Yunan ve Ermeni lobisinin Türk karşıtlığının
önemli merkezlerinden
Delawera eyaletinden senatör olarak seçildi 1974 Kıbrıs barış hareketi sonrasında Türkiye'ye ambargo konulu teklifin altında imzası var
1997’de Biden,
Ankara'da merhum Ecevit ıle görüşmesi sonrasında Ecevit, Biden için “Türk ve Türkiye karşıtı”tespitini yapıyor. Yine 15 Temmuz 2016 FTEÖ işgal girişimini Bıden, Amerika da Başkan Yardımcısı olarak sessizce hainlerin başarılı olmasını bekleyerek izliyordu.
Eğer işgal girişimine karşı devletin içindeki vatansever kadrolar ile milletimiz sokakta ayağa kalkarak Sn Erdoğan’ın cesaretiyle aşmakta biraz gecikseydi,
Obama’nın başkan yardımcısı Biden işgal girişimini onaylayacak ve kendilerinin paydaşı olan ortaklarının Türkiye'yi ele geçirmesine onay verilmesini sağlayacaktı.
Şimdilerde şunu çok iyi görmeliyiz ne pahasına olursa olsun
Türk ve Türkiye karşıtlığı çok yüksek düzeyde olan bir başkan var ABD’nin başında.
Devletin bekasını
ve
bağımsızlığımızı
ve milletin egemenliğini esas alan süreç yönetiminde
farkındalığı olan
tüm siyasi aktörlerin dahil olduğu CUMHUR İTTİFAKININ tüm bileşenleri ile
Sn Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Samsun’dan başlatacağı MİLLETİMİZ İLE BULUŞMA adımları süreç yönetimine ciddi katkı sağlayacağı düşüncesindeyiz.
Elbette diplomasi yürüyecek diğer yandan milli mücadele yıllarını hatırlamak faydalı olur.
Sn Cumhurbaşkanımız ile Samsun'dan başlayan Amasya, Erzurum,Sivas,Afyon,Sakarya, Adana,Urfa,Maraş,Antep, Hatay,İzmir,Çanakkale illerimizi kapsayan mitinglerin yapılması değerli olacaktır
Bir yandan Türkiye içeride milli birlik ve ruhunu güçlendirirken diğer yandan diplomatik süreçlerde de çok güçlü olacaktır.
Masada kazanmak için Atatürk’ün gerekirse çizmelerimi giyerim diyerek verdiği mesaj gibi,
Türkiye’de dünya ve bölgesel aktörlere karşı gerektiğinde birlik olduğunu ve milletimizin desteğinin de arkasında olacağını tarihi referanslarla gündemde tutacaktır
Türkiye 15 Temmuz’da başardığı milli birlik ve milli mücadele ruhunu daha güçlü bir hafıza tazelemesiyle diri tutmalıdır. Milletimiz bunu 15 Temmuz da ve sonrasında çok şey başardı ve başarılarımızı birlik ve beraberlikle dosta düşmana bir kez daha hissettirmeliyiz.