Katıldığı bir televizyon programında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, faiz ve enflasyona ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Küresel salgın döneminde Türkiye’nin 3 çeyrekte de farklı bir ayrışım ortaya koyduğunu, yılsonu itibariyle de pozitif ayrışmayı devam ettireceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Türkiye’nin beklentileri de aşarak böyle bir konuma gelmiş olması da özellikle aç kurtlar gibi bekleyenleri de şaşırttı. Biz şaşırmadık. İkinci ve üçüncü çeyrekte aldığımız sinyallerle beklentimiz 10'u bulacağız. Şüphemiz yok. Yılsonu itibariyle enflasyonda da kendisini gösterecek. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Faizi düşürüyoruz, enflasyonun da inşallah düştüğünü hep birlikte göreceğiz” diye konuştu.“Kritik dönemde iki önemli destek paketi hazırladık. Bunlardan bir tanesi ilave istihdama destek paketi, diğeri de imalata dayalı ithal ikamesi destek paketidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, destek paketlerine ilişkin bilgi verdi.
İstihdam oluşturacak girişimcilere müjde veren Erdoğan, “Bu girişimcilerimizin hazine destekli kredi garanti fonu kefaleti ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın vereceği 7 puana kadar faiz desteği ile yatırım yapmalarının önünü açıyoruz. Toplam tutarı 10 milyar lirayı bulan bu destekten Hamle programı kapsamında diğer illerimizde faydalanabilecektir. İşletmelerimize girişimcilerimize hayırlı olsun” şeklinde konuştu.Uygulamaya konulan ekonomi modelinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zengini zengin yapan model faizciliktir. Faiz zengini daha zengin yapar, fakiri de daha fakir yapar. Türkiye ne zaman yüksek faiz kıskacından çıkmak için adım atmışsa döviz kuru üzerinden manipülatif baskı ile karşı karşıya kalkmıştır. Ülkemizin bu yolla bir cendereye sokulmak istenmesi bizim tarafımızdan engellenmiştir. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Bir defa bu kur-faiz spekülasyonu ile karşı karşıyayız. Bu spekülasyonu ancak biz engelleriz. Yüksek faiz kazancı için kısa vadeli olarak ülkeye giren küresel fonlar var, bu sıcak para döviz kurunu geçici olarak düşürebilir. Bu bizim için ideal değildir. Bir süre sonra bu fonlar yüksek faiz kazancını alıp düşük kurdan tekrar dövize dönerken kur yeniden yükselir. Yükseler kuru düşürmek için her seferinde daha yüksek faiz vermek gerekir. Sürekli tekrarlanan bu süreç ülkenin kaynaklarını küresel sermayeye aktaran ve ekonomiyi bağımlı hale getiren bir kısır döngüdür. Şuanda bunu yaşıyoruz. Kur-faiz-enflasyon sarmalana böyle sokulduk. Biz de diyoruz ki, kur-faiz-enflasyon sarmalında yaşamayacağız. Yatarımı, üretimi engellemelerine müsaade etmeyeceğiz, büyümeyi istikrarsız hale getirmelerine müsaade etmeyeceğiz. Biz bu sarmaldan çıkacağız. Bu tezgahın bozulmasını istemeyenler kur manipülasyonu ile bizi yeniden bu oyuna çekmek istiyorlar. Küresel finans çevreleri ve içerideki işbirlikçileri bunu başaramayacaklar. Özellikle maliyet enflasyonu denilen bir tez var, sıkıntı bu değil mi? Sanayicinin, yatırımcının en önemli engeli maliyet enflasyonudur. Maliyetler ne kadar yükselirse, onun yatırımdaki gücü de o kadar azalır. Biz tam aksine istiyoruz ki, yatırımda gücünü artıralım, uluslararası ihracatta o yatırımcı yarışa güçlü bir şekilde girsin. Türkiye’nin temel göstergeleri ekonomide çok güçlü. Bunu dışarıdan birileri zayıf göstermenin gayretine giriyor. Bizim ekonomik göstergelerimiz gayet iyi durumda. Ülkemiz artık bu kısır döngüyü kırma noktasına gelmiştir, biz buradan geriye dönmeyeceğiz. Salgın sonrasında dünya ekonomisinde oluşan yeni dengeler bu süreci hızlandırmıştır. Bu olay sadece ülkemizde mi var? Amerika’da var, Almanya’da, İngiltere’de, Hollanda’da var. Hepsi de bu kısır döngü içinde kıvranıyor. Bunlardan Türkiye olarak biz büyük oranda sıyrılmış vaziyetteyiz. Türkiye’nin güçlü ekonomik dinamiklerine güvenen yabancı yatırımcılar için uzun vadeli yatırımların artık zamanıdır. Türkiye ekonomisinin sunduğu bu fırsatları gören önemli yabancı yatırımcıların büyük ölçekli yatırımlar için harekete geçtiğini görüyoruz. Türkiye’ye uzun vadeli yatırım yapanlar her zaman kazanmıştır, bundan sonra da kazanacaktır” ifadelerini kullandı
İstihdam oluşturacak girişimcilere müjde veren Erdoğan, “Bu girişimcilerimizin hazine destekli kredi garanti fonu kefaleti ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın vereceği 7 puana kadar faiz desteği ile yatırım yapmalarının önünü açıyoruz. Toplam tutarı 10 milyar lirayı bulan bu destekten Hamle programı kapsamında diğer illerimizde faydalanabilecektir. İşletmelerimize girişimcilerimize hayırlı olsun” şeklinde konuştu.Uygulamaya konulan ekonomi modelinin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zengini zengin yapan model faizciliktir. Faiz zengini daha zengin yapar, fakiri de daha fakir yapar. Türkiye ne zaman yüksek faiz kıskacından çıkmak için adım atmışsa döviz kuru üzerinden manipülatif baskı ile karşı karşıya kalkmıştır. Ülkemizin bu yolla bir cendereye sokulmak istenmesi bizim tarafımızdan engellenmiştir. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Bir defa bu kur-faiz spekülasyonu ile karşı karşıyayız. Bu spekülasyonu ancak biz engelleriz. Yüksek faiz kazancı için kısa vadeli olarak ülkeye giren küresel fonlar var, bu sıcak para döviz kurunu geçici olarak düşürebilir. Bu bizim için ideal değildir. Bir süre sonra bu fonlar yüksek faiz kazancını alıp düşük kurdan tekrar dövize dönerken kur yeniden yükselir. Yükseler kuru düşürmek için her seferinde daha yüksek faiz vermek gerekir. Sürekli tekrarlanan bu süreç ülkenin kaynaklarını küresel sermayeye aktaran ve ekonomiyi bağımlı hale getiren bir kısır döngüdür. Şuanda bunu yaşıyoruz. Kur-faiz-enflasyon sarmalana böyle sokulduk. Biz de diyoruz ki, kur-faiz-enflasyon sarmalında yaşamayacağız. Yatarımı, üretimi engellemelerine müsaade etmeyeceğiz, büyümeyi istikrarsız hale getirmelerine müsaade etmeyeceğiz. Biz bu sarmaldan çıkacağız. Bu tezgahın bozulmasını istemeyenler kur manipülasyonu ile bizi yeniden bu oyuna çekmek istiyorlar. Küresel finans çevreleri ve içerideki işbirlikçileri bunu başaramayacaklar. Özellikle maliyet enflasyonu denilen bir tez var, sıkıntı bu değil mi? Sanayicinin, yatırımcının en önemli engeli maliyet enflasyonudur. Maliyetler ne kadar yükselirse, onun yatırımdaki gücü de o kadar azalır. Biz tam aksine istiyoruz ki, yatırımda gücünü artıralım, uluslararası ihracatta o yatırımcı yarışa güçlü bir şekilde girsin. Türkiye’nin temel göstergeleri ekonomide çok güçlü. Bunu dışarıdan birileri zayıf göstermenin gayretine giriyor. Bizim ekonomik göstergelerimiz gayet iyi durumda. Ülkemiz artık bu kısır döngüyü kırma noktasına gelmiştir, biz buradan geriye dönmeyeceğiz. Salgın sonrasında dünya ekonomisinde oluşan yeni dengeler bu süreci hızlandırmıştır. Bu olay sadece ülkemizde mi var? Amerika’da var, Almanya’da, İngiltere’de, Hollanda’da var. Hepsi de bu kısır döngü içinde kıvranıyor. Bunlardan Türkiye olarak biz büyük oranda sıyrılmış vaziyetteyiz. Türkiye’nin güçlü ekonomik dinamiklerine güvenen yabancı yatırımcılar için uzun vadeli yatırımların artık zamanıdır. Türkiye ekonomisinin sunduğu bu fırsatları gören önemli yabancı yatırımcıların büyük ölçekli yatırımlar için harekete geçtiğini görüyoruz. Türkiye’ye uzun vadeli yatırım yapanlar her zaman kazanmıştır, bundan sonra da kazanacaktır” ifadelerini kullandı